1 Ağustos 2016 Pazartesi

Regresyon Deneyimi: Şekil Değiştirenler


Geçtiğimiz günlerde aramızda çok özel bir bağ olduğuna inandığım bir danışanımla yaşadığımız regresyon deneyimini sizlerle de paylaşmak istedim.
Danışanım, gittiği ilk yaşamda kendini siyah beyaz renkli bir vahşi bir at olarak gördü. Kovboylar onu yakalamaya çalışıyor, ancak başarılı olamıyorlardı. Ardından kızılderililerin bulunduğu yere gitti. Onlar, onu yakalamıyor, ona saygı duyuyorlardı. Çünkü o, onlara yol gösteriyordu. Su ve besin kaynaklarının yerlerini onlara gösteriyordu. Ardından kızılderili kabilesinin olduğu yere geldi. Buraya gelince bir anda silüeti değişti ve bir kıza dönüştü. Ancak bedeni yarı şeffaf gibiydi. Etraftaki herkes ona saygıyla bakıyordu. 
Büyük bir çadırın önünde durdu, içeri yalnızca o girebiliyordu. İçeri girdiğinde tekrar bedeninden bağımsız bir hale geçiş yaptı, bu kez ağzından ateşler çıkan bir enerji bedenindeydi ve karanlıklarla savaşıyordu. O çadırda fiziksel hiçbir şey yoktu. Çadır onun ruhsal boyuta geçiş yapmasını sağlıyordu ve orada karanlıklarla buluşuyordu. 
Sonraki sahnede yine kız bedeninde, bir çocuğa şifa veriyordu. Çocuğa dokunduğu zaman onun ruhunu dönüştürebiliyordu. Çocuğun içinde yer alan karanlık enerjileri, kötülüğü iyiliğe çeviriyordu. Bu güç onun bedeninden, özünden geliyordu. 
Daha sonra onun bu kabileden ayrılışını gördük. Görevini tamamladığını hissettiğinde, ilk sahnedeki at onun yanına bindi. O da kız bedeniyle oradan ayrıldı. Nereye gitmeleri gerektiğini at biliyordu ve kızı oraya götürüyordu.
Danışanımın bu yaşamını hatırlamasının sebebi oradaki özgürlüğü bu yaşamda da deneyimlemeyi öğrenebilmesiyle ilgiliydi. Orada tam olarak ne olduğunu sorduğumuzda, insanların onu bedenlenmiş melek olarak gördüklerini ancak onun başka bir gruba dahil olduğu bilgisini öğrendik. Bu grup şekil değiştirenler grubuydu. Genel olarak enerji bedeniyle bulunan bu grup mensupları gerektiği zaman, uygun bedenlere girerek yaşam amaçları olan ışığı yaymak ve şifalandırmak görevlerini yerine getiriyorlardı.

Işık ve sevgiyle,
Damla

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder