Bayramlar sanırım insanlara şükretmeyi,
paylaşmayı ve bir arada olmanın güçlü enerjisini hatırlatmak için varlar...
Şükrettiğimiz, sevgiyi paylaştığımız ve sevgiyle bir arada olduğumuz bir bayram
olsun.
Bu sabah erkenden kalktım ve meditasyon yapıp
şükür duamı ederken anneannemin anlattığı hiç masalını hatırladım. Belki de
selam gönderdi bana yuvadan...
Diyarlardan birinde bir hükümdar varmış,
hükümdarın da üç kızı.
Bir gün kızlarına sormuş beni ne kadar
seviyorsunuz diye.
En büyük kızı babacığım sizi altınlar,
elmaslar ve tüm değerli taşların değerinden de fazla seviyorum demiş. Hükümdar
bu cevap karşısında çok mutlu olmuş.
Ortanca kız babacığım sizi güller, sümbüller,
tüm çiçeklerin güzelliğinden de fazla seviyorum diye yanıtlamış. Hükümdarın
gururu okşanmış.
Küçük kız ise babacığım sizi hiç kadar
seviyorum demiş.
Bu cevap karşısında aniden sinirlenmiş ve “beni
hiç kadar seven bir kızım olamaz beni derhal bu sarayı terk et” demiş.
Kız perişan bir halde sarayı ve o diyarı terk
edip yollara düşmüş. Bambaşka bir diyara
gelmiş ve bu diyarın şehzadesi ile tanışıp evlenmiş.
Yıllar geçmiş bir gün babasının
hükümdarlığının bir savaşta mağlup olduğu hükümdarın destek için başka hükümdarlığı
ziyaret ettiği haberini almış.
Bir süre sonra da babası kızın yaşadığı diyara
gelmiş.
Kızın kocası, kızın babası adına bir yemek
düzenlemiş. Kız mutfağa kesin talimat vermiş yemeklerin hiç birinde tuz
olmayacak diye ve davete katılmamış.
Uzun yoldan gelen hükümdar hayli açmış.
Sofradaki binbir çeşit yemek onu iyice acıktırmış ve iştahlar çatalına
sarılmış. Ancak hangi yemeğe doğru çatalını salla büyük bir hayal kırıklığı
yaşamış. Çünkü hepsi tuzsuz, hepsi tatsızmış. En sonunda dayanamamış ve
şehzadeye sormuş yemeklerinizin görüntüsü çok güzel ama tatlarında bir gariplik
var nedendir diye. Şehzade perdenin ardından onları izleyen eşine dönmüş. Kız
hafif bir gülümseme ve gözlerindeki buruk bir özlemle içeri girmiş. Tuzun bir
adı da hiçtir babacığım ve öyle değerlidir ki her şeye tadını tuzunu verendir,
işte ben sizi yemeklerdeki tuz kadar seviyorum, elmaslar ya da çiçeklerle
kıyaslandığında değersizmiş gibi görünen tuz kadar.
Hükümdar kızına özlemle ve mahcupça sarılmış.
Ve masalın sonunda herkes mutlu mesut yaşamış.
Hayatımızdaki dualite bizim ışığı ve sevgiyi
çok daha net fark etmemize vesile oluyor. Tuz şekeri, şeker tuzu görünür
kılıyor. Varlık hiçliği, hiçlik yokluğu...
Yüce Yaradan’ın bize bahşettiği ve
bahşetmediği her şey ve hiçbir şey için şükürler olsun.
Hayatımıza tuzlu ve tatlı tadını katanlara şükran
dolu bir şeker bayramı olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder