Yüzyıllardan
beri insanların zihnini meşgul eden gizemlerden
biri de Atlantis uygarlığının varlığı ve bu uygarlığın uzaylılarla olan
bağlarıdır.
Hipnoterapist ve regresyonist olarak geride bıraktığım 50 yıllık sure içinde bana pek
çok kez şu an hayatta olan pek çok kişinin Atlantis zamanında da yaşadıkları
söylendi. Dünyamızı ziyaret eden uzaylılar yeryüzünün de galaktik birliğe
katılacak kadar ilerlemiş olabilmeleri için Atlantis ve başka eski uygarlıklara
yardımcı oldular.
Uzaylılar, yeryüzünü en başından beri
ziyaret ediyorlar. Tanrı’nın evrenler boyunca yaratıp yaşamı deneyimleme
planının bir parçası olarak uzaylılar bu gezegene yaşam tohumlarını bıraktılar.
Yeryüzü milyonlarca yıldır pek çok kadim uygarlığa sahip oldu, Atlantis’ten
önce bile kıtalar yükseldi ve yok oldu. Uzaylılar diğer dünya ve boyutlardaki
varlıklar bu yükseliş ve düşüşe tanıklık etti.
Atlantis
nasıldı? Yıllar boyunca seanslarda bana anlatılan, ruhsal olarak şu anki insanlara gore hayli
gelişmiş, bol bereketli cömert bir uygarlık
olduğu. ışık ve ısı için kristallerden yararlanıyorlardı. Doğal materyallerden
yapılmış binalarda yaşıyorlardı. Atlantisliler devasa taşları kesmek için
kristal enerjisini kullanmayı uzaylılardan mı öğrendi?
Görülen o ki Atlantis ve halkı binlerce yıl boyunca gelişti, yaşam ve
teknoloji tarzları değişti tıpkı modern toplumlarda olduğu gibi. Atlantis gibi
uygarlıkların gelişim ve düşüş süreci belirli midir? Dahası bundan bizim gibi
insanlar ya da arka planda gezegendeki yaşamı düzenleyen uzaylılar mı sorumlu?
Bana ulaşan ve bunların
hepsini geçersiz kılan bilgi bunun karma ve kişisel
sorumlulukla alakalı olduğuna dair. İnsanların gelişimi için yüzyıllardır pek
çok hediye veren uzaylıların, insanların kendi yarattıkları ve kendi gelişimleri
için tek başlarına çözmeleri gereken sorunlarına müdahale etmeye yetkilerinin
olması çok anlamlı geliyor.
Atlantis de böyle bir vaka. Bana uçan
araçlar gibi pek çok yeni teknoloji geliştirdiklerini ve yeryüzüne yüzyıllardır
gelen ve gelmeye devam eden uzaylılarla doğrudan iletişimde oldukları söylendi.
Ayrıca Atlantis’te yaşayanların zeka düzeylerinin de çok yüksek olduğu
görülüyor.
Aldığım bilgiye göre, genetic, klonlama ve enerjiyle ilgili sorumsuz
deneyler ve bu teknolojilerin egosantrik kullanımı, Atlantislilerin spiritual
bilgilerinden çıkıp onların uygarlıklarını kendi kendine yıkmasına neden oldu.
Evrensel müdahalesizlik ilkesine bağlı olarak, uzaylıların müdahale etmesi
yasaktı. Şu anki modern uygarlıkların durumuyla benzerliği kaçınılmaz ve şaşırtıcı.
Uzaylıların
yeryüzüne gelip, bizim tarafımızdan yaratılan tüm sorunları çözeceklerini
bekleyenlerin Atlantis’in kaderini araştırmalarını
öneririm.
Dolores Cannon
*orjinal yazı: http://www.blog.dolorescannon.com/aliens-atlantis/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder