20 Mayıs 2014 Salı

Dolores Cannon QHHT Röportajı


Merhaba,
Dolores Cannon'ın geliştirdiği regresyon tekniği olan QHHT ile ilgili yapmış olduğu röportajın çevirisini aşağıda bulabilirsiniz. Röportajın linki: http://www.youtube.com/watch?v=ZAABw-SgMxE
ancak ulaşamıyoruz.
Işık ve sevgiyle…

Şu an yapmakta olduğunuz şifacılıktan bahsedelim mi?
Evet bu çok önemli, çünkü geçmiş yaşam şifası yaparken pek çok bilgiye ulaşıyoruz. Kişilerin geçmiş yaşamlarına giderek şu an yaşadıkları problemlerin nedenlerini buluyoruz. Bu alanda çalışırken şimdiye kadar karşılaştığım en büyük en harika güç ile iletişime geçtim, aslında kitaplarımdaki tüm bu bilgileri veren de o. Uzaylılar da arada geliyor ama daima çalıştığım güç bu. Ona bilinçaltı diyorum ancak psikologların kullandığı anlama gelmiyor psikoloji alanı en çocuksu tarafımızı bu şekilde adlandırıyor. Benimki ise yüksek benlik, o kadar büyük ki herşeyin cevabına sahip. Aslında o değil onlar diye hitap ediyorum çünkü çok çok büyük. Zaten onlar bize nasıl hitap ettiğin önemli değil diyorlar. Çok güzel bir enerjileri var. Onlarla çalışırken fark ettim ki sadece danışanın sormak istediği sorulara cevap vermekle kalmıyorlar şifa da yapıyorlar. Ben bunu yapmıyorum sadece aracıyım. Binlerce insana aynı şekilde şifa veriyorlar, bu mucizevi bir şey. Dünyanın pek çok yerinden insanlar geliyor. Özellikle sağlıkla ilgili şifalanmalar oluyor, ameliyatlar iptal ediliyor. Çünkü biz kendimizi hasta ediyoruz ve kendimizi hasta edecek kadar gücümüz var ise, kendimizi iyileştirecek kadar da gücümüz vardır. Neden kendinizi bu hale getirdiniz, seansta bunu buluyoruz. Sonra da şifalanma anında başlıyor. Bunu izlemek mucizevi bir anda enerji yoğunlaşması oluyor ve her şey şifalanıyor. Kanser tümörleri bir anda yok oluyor defalarca gördük. Bana bunun gelecekteki terapi şekli olduğu söylendi ve şimdi tüm dünyada bunun eğitimini veriyorum.
Bunu nasıl öğretiyorsunuz?
Adım adım seansı nasıl yaptığımı anlatıyorum. Üç günlük eğitimler yapıyorum ve onlar da aynısını yapıyorlar. İnternet sitemizde destek grubumuz var ve her türlü problem için cevap yazıyoruz. Avustralya’da 91 öğrenci var tek bir eğitimde ve bu harika. Rusya’da çevirmenle çalıştım. Bu kadar ilgiyi görmek harika ve bu çok önemli. Şu an yapmam gereken şey bu. Bu bilgiyi yaymam gerekiyor.
Görevinizin değiştiğini mi düşünüyorsunuz? Şifacılık yerine?
Hala regresyonu yapıyorum zaten regresyon şifanın bir parçası. Seans sırasında önce regresyon kısmını yapıyorum sonra da şifalanma süreci başlıyor.
Kişinin şifalanmayı gerçekten istemesi gerektiğini vurguluyorsunuz. Çünkü bazı kişiler bu rahatsızlıkları bırakmak istemiyor.

Evet böyle insanlarla da karşılaşıyorum. Bu rahatsızlık giderse kimliğini kaybedeceğini düşünüyorlar. Çünkü hasta oldukları için ilgi çektiklerini düşünüyorlar bu rahatsızlıklarını insanlara anlatmaktan hoşlanıyorlar. Yani hasta olmak istemiyorum deseler bile bir parçaları istemiyor ve şifalanma çalışmıyor. Ama öte yandan bunu gerçekten isteyenler bir anda şifalanıyorlar. Yüksek benlik enerjisi benden yazmamı da istiyor bu nedenle hepsini bir arada yapıyorum. Ve bu tekniği yaymak harika bir şey. En önemli şey insanlara yardım etmek, tüm yaptıklarımın merkezinde bu var.

Soma'nın hatırlattıkları


Hiç ummadığımız bir anda rutin hayatlarımız yine durdu bir süreliğine. Tıpkı geçen sene bu zamanlarda olduğu gibi. Üstelik bir de maskeleri düşürecek dolunayın hemen öncesinde.
İlahi zamanlamaya inanlardan biri olarak bunun altındaki mesaj neydi diye düşünmeden edemedim.
 - Bilirsiniz evren önce kısık sesle ve kibarca uyarıda bulunur siz duymadıkça sesi yükselir, şiddeti artar ve sonunda "Allah'ın sopası yok ki" boyutlarına ulaşır. Artık uyanışın daha da belirgin daha yüksek sesle olması gerekiyordu. Ama evren bize diyordu ki "ayırarak, ayrıştırarak, farklılaştırarak değil, 1 olarak, 1 olduğunuzun farkına vararak uyanın, ışığı ışıkla inşaa edin karanlıkla değil."

Ardından ruh grupları konusu öne çıktı. Bazı dönemlerde bir grup ruh tıpkı beraber ölüme giden hayvan sürülerinde olduğu gibi beraberce bu dünyadan gitmeye karar verirler. Bunun sebebi hem benzer deneyimleri seçmiş olmaları hem de bir anda gitmelerinin yarattığı yankıyla bir konuya vurgu yapmalarıdır. Peki Soma'dakiler neye vurgu yapmak istiyorlardı?
 - 1 olmaya mı
 - Kömür ya da iş karşılığında alınan oyların su yüzüne çıkmasına mı
 - Kendi hakkımızı savunup kendi şartlarımızı kendimizin yaratmasına mı
 - Ben'i düşünmeyi bırakıp Biz'e bakmaya mı

Derken sedye kirlenmesin diye çizmelerini çıkarmak isteyen madenci hepimizin içini sızlattı. Eğer bir durumda yüreğiniz sızlıyorsa o konu/kodlama/korku sizin içinizde de var demektir. Neydi bu sorunun altında yatan inanç. Evet doğru söylediniz, "Değersizlik". Her ruh geleceği ülkeyi de kendi seçer çünkü her ülkenin belli bir enerjisi o ruha deneyimletebileceği belli korkular ve inançları vardır. Türkiye çoğu zaman değersizliği hissettirir. Değersizlik hissi karşılaştırmayı da beraberinde getirir "Bak o benden daha iyi bir ortamda yaşıyor" "o benden daha çok maaş alıyor" "o benden daha güzel" …. Değersizliği sadece ekonomik düzeyi daha düşük olanlar değil hali vakti yerinde olanlar da hissediyor zaten çoğu patronun çalışanlarına değersiz muamelesi yapmasının altında da bu değersizlik hissi yatıyor.
Her birimiz çoğu zaman bunu unutuyor ama
 - Bizler Allah'ın Yaradan'ın biricikleriyiz, hepimiz olduğumuz halimizle özeliz ve değerliyiz. Tesadüflerin olmadığı bir gezegende Dünya'da yaşıyoruz, soluduğumuz hava, aydınlatıp ısıtan güneş, ay ve yıldızlar, farklı hava durumlarından tutun da evden işyerine giderken karşılaştığınız her şeyin o an tam da siz oradan geçerken orada olması bile sizin için yaratılıyor. Aslında bizler karşılıklı olarak birbirimizin varlığını şükürle selamlıyoruz hem de çoğu zaman farkına varmadan. 

Işığa giden madencilerimizin aslında bir şekilde içimizdeki "kurbanı" gösteriyor olduklarına inanıyorum. 
 - Aslında dünyada kurban ya da suçlu yok olan şey seçilen rollerin oynanması ve deneyimlerin kazanılması hepimiz şu an bulunduğumuz halde olmayı kendimiz seçtik ve Yaradan'ın izni ve yardımıyla OL'duk. Önemli olan bu nokta daha iyi, daha ışık, daha sevgi nasıl olabileceğimiz ve oldurabileceğimiz. Belki bu kişiler "değersizlik" hissini bırakabilselerdi kendileri için cesur adımlar atabilselerdi içimizdeki "ben değersizim ne yapabilirim, neyi değiştirebilirim ki" inancı dönüşebilseydi madenlerdeki durum iyileştirilebilirdi. Belki de bu onların seçimiydi sevgiyle adım atmayı seçmek ya da korkularına yenik düşmek.

Her birimiz kendi hamlemizden sorumluyuz. Bu olay karşısında aldığımız tavır ve attığımız adımlar da bizim hamlemiz olacak. Tüm bunları unutup devam mı edeceğiz, oradakilere yardım ve sevgi mi göndereceğiz, belki de bazılarımız küfredecek, lanetleyecek daha da ayrışacak. İşte tüm bu hamleler kim olduğumuzu korkuyu mu sevgiyi mi seçtiğimizi belli edecek. Hatırlayın bu olay dolunay öncesinde oldu. Ve bu dolunay hem kişilerin kendi içlerinde kendilerine dahi taktıkları maskeleri bırakıp özlerini su yüzüne çıkaracakları hem de ikili ilişkilerde karşılıklı maskelerin çıkarılıp sadakat ve güvenin sorgulanacağı bir enerjiye sahip.
Belki de o yüzden bir türlü ikna edici konuşamıyor yetkililer, söz bulamayınca şiddete daha başvuruluyor, belki de o yüzden işin iç yüzünün açığa çıkmasına engel olunamıyor.

Şimdi her birimiz için aynaya bakma zamanı, bu yaşananları ve yaşananlardaki mesajları alıp kendimizle yüzleşme vakti şimdi. Bu ölümleri ve onların bize ilettiği mesajı kabul etmeye geçiş vakti.
Ve lütfen ışığa geçen ve belki de geçemeyen söylenen sayıda bile yer bulamayan ruhlar için dua edin. Yaradan o güzel çocuklarını sevgisiyle sarsın ve yanına alsın, akılları burada kalmasın, rahatça geçsinler ışığa.
Ve öyledir...

14 Mayıs 2014 Çarşamba

14 Mayıs 2014 Dolunay Çalışması


Dolunay bize eskiyi bırakmamız için destek oluyor. Bugünkü Dolunay Akrep burcunda, maskelerimizi çıkarıyoruz ve ışığa uğurluyoruz.
Bugün gerçekleşecek dolunay için hazırladığım meditasyon çalışmasını aşağıdaki linkten dinleyebilirsiniz. Işık olsun.
https://soundcloud.com/kimimila/14-mayis-2014-dolunay-meditasyonu

4 Mayıs 2014 Pazar

Meditasyon: Sevdiklerimize Veda Etmek ve Yeni Enerjilere Merhaba Demek


Merhaba,
Bu hafta Beyaz Yoga'da gerçekleştirdiğimiz meditasyon çalışması sevdiğimiz kişilere, objelere, mekanlara veda edebilmek, onları bırakabilmek üzerineydi. Onları bırakmak demek onları unutmak anlamına gelmiyor. Aksine korkularımızdan ve endişelerimizden arınarak, onlarla aramızdaki sevgi bağını devam ettirebilmek anlamına geliyor.
Aslında her birimiz sevdiklerimizi bırakmaktan, onlar tarafından bırakılmaktan korkuyoruz. Güvenli alanımızı terk etmek istemiyoruz dolayısıyla aslında anda olamıyoruz… Kendimizi en güvenli hissettiğimiz kişilerin objelerin olduğu bir ana takılı kalıyoruz. Oysa ki yalnız değiliz, özellikler sevdiklerimizin bu gezegenden gitmesi onlarla olan ruhsal bağlantımızın kesildiği anlamına gelmiyor. Bambaşka bir boyutta, zamansızlık ve mekansızlıkta onlarla daima biriz, onlarla bütünüz. 
Bunu kabule geçtiğimizde, yalnız olmadığımızı, terk edilmediğimizi fark ettiğimizde, korkularımızdan özgürleşiyoruz. Ve en önemlisi de yeni enerjilerin hayatımıza girmesine olanak sağlıyoruz.
Yaşam bir yolculuk, öğrendikçe, deneyimledikçe, yeni duraklara ihtiyaç duyuyor ruhumuz Yuva'ya, Öz'e bir adım daha yaklaşabilmek için. İşte bu nedenle veda etmeli, yeni enerjilere merhaba demeli…
Bu yazımda paylaştığım linkten konuyla ilgili meditasyon çalışma ulaşabilirsiniz.
https://soundcloud.com/kimimila/veda-ve-merhaba-meditasyonu

Veda ve Merhaba Üzerine Başmelek Azrail'in Mesajı



Merhaba uzunca bir zamandır seni bekliyordum nedense hala benimle iletişime geçerken tereddüttesin
Tıpkı pek çoğu gibi
Oysa ben de en az diğerleri kadar sizim
Oysa ben de en az diğerleri kadar sevgiyim
Şimdi şu anda benimlesin çünkü çok önemli bir geçiş dönemindesiniz
Belki fark etmişsinizdir
Işık çağının kapıları açıldığından beri bu çağdan size sizden de bu çağa
Bu yeni boyuta
Gelişler gidişler alışlar ve verişler oluyor
Ve şimdi
Bu alışverişler giderek artıyor çünkü artık sadece kapı aralık değil tamamen açık
Tek yapmanız gereken bu etkileşimin farkında olduğunuzu bilmek ve bu etkileşimi hissederek yolunuza devam etmek
Işık çağına gerçekten neleri geçirmek istiyorsunuz
Neleri götürmek istiyorsunuz bunu düşünün
Ve buna göre adım atın
Nelere veda edeceksiniz ve ışık çağında olup sizde olduğunun farkına varmadığınız neleri kabul edeceksiniz
Buna yoğunlaşın dostlarım
İşte ancak o zaman dönüşüm gerçek olur
İşte ancak o zaman dört farklı bedeninizde boyutunuzda gerçekleşebilir var olabilirsiniz

Ölüm ne demek?
Ölüm pek çoğunuzun en büyük korkusu ölümün bir ayrılış terkediş bir kopuş olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ölüm sadece ve sadece bir basamağı daha geride bıraktığınızın göstergesi
Ölüm sadece ve sadece yeni bir basamağa çıktığınızın ışığa sevgiye ve sonsuzluğa bir adım daha yaklaştığınızın habercisi
Onu bu şekilde kabul edin toplumdan size gelen her türlü inanç cümlesini her türlü kodlamayı silin iptal edin
Ve ölümü bir başarı belgesi olarak kabul edin onu güzellikle ve mutlulukla, başlangıçla ve başarıyla eşleştirin
İşte o zaman ölümün adaletsizce olmadığını sadece ve sadece deneyimlenen bir oyunun bitip, deneyimlenecek yeni bir oyunun başlangıcı olduğunu göreceksiniz
Ölümün de aslında attığınız adımlardan bir farkı olmadığını geride bırakıp kapadığınız kapılardan farkı olmadığını göreceksiniz ve o zaman rahatlayacaksınız

Ölümle çok sık yüzleşen sürekli sevdiklerini kaybeden bir danışanım var bunun sebebi ne?
Çünkü ölümü kabul etmiyor çünkü ölümsüzlüğü bitiş olmadığını düşünüyor oysa biz ona bu hayatın fani olduğunu bir dönemin kapanıp yeni bir dönemin açılacağını göstermeye çalışıyoruz
Ölümün bir son olmadığını hayatın akışında bize veda ruhların yerini yeni ruhların aldığını
Bize veda eden sevgilerin yerini yeni sevgilerin aldığını göstermeye çalışıyoruz
Ölülerinizi onurlandırın onlarla sevgi alışverişine devam edin ama veda ettiğiniz her ruhun yerini size yeni şeyler öğretecek yeni deneyimler kazandıracak yeni ruhların aldığını hep hatırlayın
Bu yüzden yalnız kalmayacağınızı giden ruhların size sunduğu sevginin yeniden başkaları tarafından size sunulacağını hatırlayın çünkü biliyorum ki ölülerin arkasından gözyaşı dökenlerin büyük bir çoğunluğu aslında gidenlere değil geride kalan kendisine, yalnız olduğunu düşündüğü kendisine gözyaşı döküyor buna bir son verin ne siz yalnız ve sevgisizsiniz ne de giden kişi karanlıkta ve tek başına
Hepimiz biriz hepimiz bütünüz hepimiz beraberiz
Işık ve sevgiyle
Ben başmelek Azrail


2 Mayıs 2014 Cuma

Dolores Cannon: Dönüşüm; Fiziksel Bedeni Hazırlamak


Çalışmalarım sırasında öğrendim ki her şey enerjiden oluşuyor ve bu enerjinin şekli, formu ve dönüşümü titreşim ve frekanslara bağlı olarak oluşuyor.
Dünya kendi titreşim ve frekansını değiştirip yeni bir boyuta yükselirken, bizlerin de kendimizi dönüşüme hazırlaması gerekiyor. "Onlar" frekans ve titreşimler yükseldikçe fiziksel etkilerini fark edeceğimizi söylediler. 
Bir çoğumuz dönüşümü hissediyoruz, varlığımız bir başka seviyesinde, derinlerde birşeyler gerçekleşiyor. Etrafımızdaki tüm değişikliklerle beraber duruma ayak uydurmak için fiziksel bedenlerimiz de değişmek zorunda.
Dönüşüm dönemlerinde, bazı fiziksel semptomlar rahatsız edici olabilir ve dikkat çekebilir. Gezegenin frekansı yükseldikçe, enerji blokajları nedeniyle oluşan semptomlarla ilgili yaşadığımız rahatsızlıklar azalacak.
Danışanlarımın çoğuna, fiziksel ve ruhsal dönüşümlerindeki frekanslara uyumlanabilmeleri için beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri söylendi. Et yemeyi özellikle de dana ve domuz eti yemeyi bırakmamız tembihlendi. Genel anlamda hayvansal protein almamız konusunda uyarıldık bunun sebebi bu gıdalardaki sert kimyasallar ve yapay içeriklerin bedeni rahatsız etmesiydi.
Beden toksinler onu kirlettiği sürece dönüşümü gerçekleştiremez. "Onlar" kümes hayvanı ve balığın daha iyi olduğunu çünkü daha hafif olduklarını söyledi. Ama en iyi gıdalar taze sebze ve meyveler.
Net bir şekilde aldığım bilgi şu yönde; bedenin yükselmesi ve dönüşüm için daha hafif olması gerekiyor. Toksinlerden arınıp, yüksek frekanslarla rezone olabilmek için su içmek de çok çok önemli.
Yediklerimizin sadece fiziksel değil ruhsal dönüşümümüzü de etkiliyor olduğunun bilincine vardığımızda yediklerimize ekstra önem göstermek de kaçınılmaz oluyor.

Dolores Cannon
http://www.blog.dolorescannon.com/transformation-preparing-the-physical-body/