24 Ekim 2013 Perşembe

Ya kalbim kırılırsa?


Bugün rehberime sordum, kalbim kırılırsa ve kalbimin kırılmasında rol oynayan kişiye doğru bir adım atmam gerekirse ne yapmalıyım diye...
Daha gözlerimi kapatıp, derin nefesler almama başlamama o güzel ses ve enerji beliriverdi.
Dimdik ayakta dur, hatırla dik ayakta durmak demek kaskatı kesilmek, sana gelenlere kuvvetlice çarpmak ya da sana gelenlere karşı bükülmeden durmaya çalışmak değil. Ağaçları düşün, dallarının ve gövdelerinin nasıl da şekil aldığını, o güçlü duruşlarındaki esnekliği... Onlar gibi olmalısın sen de, canını yakan olay ve kişilere karşı öyle durabilmelisin. Unutma düşük enerjiler yalnızca sen enerjini düşük tutarsan seni bu kadar etkilerler, yoksa gelip geçerler, gelip giderler.
Peki ama dedim, ağaçların gövdelerine isimlerini kazayanlar, bıçakla şekil çizenler. O zaman da mı acımaz canı ağaçların?
Gülümsedi rehberim, acısa bile onlar sadece yaşam amaçlarına odaklanmışlardır, sadece yüksekteki yapraklarına. Dünyaya nefes aldırmaktır onların amacı ve amaçlarına odaklarından bıçak izleri canlarını o kadar yakmaz, aksine bu izin onlara yaşattıkları ve onun sayesinde onlara katılanlar için teşekkür eder, amaçlarını gerçekleştirmeye devam ederler. Senin ve hepinizin amacı sevgiyi vermek, sevgiyi almak, herşeyde ve herkeste sevgiyi bulmak, sadece buna odaklan, o zaman canın o kadar acımayacak...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder