27 Aralık 2012 Perşembe
Melek Postası - İşaretler 2
Bazen meleklerimiz son derece rahatlatıcı, yumuşacık sesleriyle seslenirler bize. Çok sevdiğim bir arkadaşım anlattı: "Apartmandan çıktım, bir yere yetişmek için acele ediyordum, derken içimden bir ses duydum, son derece yumuşacık bir sesti ve eve gitmemi anahtarı unuttuğumu söyledi, daireye çıktığımda anahtarı kapının üzerinde bıraktığımı fark ettim, meleklerime teşekkür edip, anahtarımı aldım."
Bazen de melekler aracılar kullanırlar, otobüste önünüzde oturan iki kişinin konuşması, televizyondaki sesler, radyoda çalan şarkının sözleri kafanızdaki konuyla ilgili mesaj verebilir size. Kendi yaşadığım iki olayı paylaşmak istiyorum...
Bir akşam eşimle oturuyorduk camlar açıktı ve bir anda içeri sigara kokusu geldi (sigaraya karşı aşırı duyarlıyım, bir çeşit alerjim var), ona koku geldiğini söylediğimde "hayır öyle bir koku yok sen uyduruyorsun" dedi ve kanalı değiştirdi, yeni kanaldaki filmde oyunculardan birinin repliği şuydu : "kesinlikle puro kokuyor" :)
Diğer örnek ise çok daha ilginç... Bedenimdeki bir uyarıcı (hastalık demiyoruz :) ) konusunda tedavi yolları araştırıyordum ve meleklerden yardım istedim. Ertesi gün telefonum çaldı "Damla merhaba, geçenlerde bir tanıdığım .... tedavisi yaptırmış ve çok faydasını görmüş sen de düşün istersen", telefondaki sesi tanıyamadığım için kim olduğunu sordum "Ben emine" dedi ve sonrasında fark ettik ki başka bir Damla'yı aramak istemiş ve numarayı yanlış çevirmiş.
Melekler sorduğumuz sorulara bir şekilde cevap veriyor, tek yapmamız gereken inanmak ve bırakmak.
Görsel ve işitsel mesajların dışında, hisler ve bilişlerle de onlarla iletişime geçebiliriz. Yüreğinize saplanan bir acı, tüylerin ürpermesi, karnınızda kelebeklerin uçuşması, bir anda elinizin soğuması gibi durumlar/hisler aslında meleklerimizin ve iç sesimizin bize gönderdiği mesajlardır. Tek yapmamız gereken bunları hissettiğimiz anlara ve sonrasına dikkat etmek. Bazen bir anda aklıma bir fikir gelir ve kalbim hızla çarpmaya başlar, garip bir heyecan sarar içimi. İlk zamanlarda bunun utangaçlıkla alakalı olduğunu düşünüyordum fakat birkaç deneme yanılmadan sonra gerçekten iyi ve yaratıcı fikirler geldiğinde bunu hissettiğimi anladım :)
"Bugün şöyle olacak biliyorum çünkü içime doğdu" diye anlattığımız durum ise meleklerin bizimle biliş yöntemiyle iletişime geçtiği anlardır. Bir anda karşınızdaki kişinin söylemek istediği şeyi anlarsınız, o gün kiminle karşılaşacağınızı bir şekilde hissedersiniz. İşte tüm bunlar biliş dediğimiz işaretlerdir. Özellikle geçmiş yaşam - regresyon çalışmalarında danışanlarım bir anda sanki çok bildikleri bir hikayeymiş gibi yaşamlarını anlatmaya başlarlar, herhangi bir görsel bilgi gelmese de tüm detaylarıyla anlatılar hatıralarını bu da bilişle gelen mesajlara örnek olarak verilebilir.
Bazen içimizdeki ilahi güç, bazen melekler bazen de ruhumuz bizimle iletişime geçer. İletişim aracı olarak da bu ve önceki yazımda anlattığım yöntemleri kullanırlar. Onlardan gelen mesajları daha net bir şekilde anlamamız için sadece bırakmamız ve zorlamamaız yeterli olur. Hatırlayın bunlar zaten sizin bildiğiniz şeyler dolayısıyla öğrenmek ya da başarmak için çaba sarfetmenize gerek yok tek yapmanız gerek akışta kalmak tıpkı denizde suyun üzerinde kalmak gibi eğer çok çaba sarfedip ani hareketlerle panik yaparsanız batarsınız oysa tüm dinginliğinizle dalgalarla bir olursanız denizin keyfini çıkarırsınız.
Meleklerden gelen mesajların keyfini çıkarmanız dileğiyle
www.kimimila.com
25 Aralık 2012 Salı
Melek Postası - İşaretler 1
Koruyucu meleklerimiz melek enerjisindeki ışık varlıklarının ilk kademesinde yer alıyorlar.
Kutsal kitaplarda da yazdığı gibi her birimiz en az iki koruyucu meleğe sahibiz ve gerçekten kalbimizi dinlediğimizde onların mesajlarını kolaylıkla alabiliyoruz.
Melekler, bizlere mesajlarını dört farklı yoldan gönderiyor. Görü, duyu, biliş ve hisler...
Meleklerin görsel olarak yolladığı mesajları üç grupta toplamak mümkün. İlki günlük yaşantımızda tam da sorularımıza cevaplar ararken karşımıza çıkan işaretler. Kimi zaman bembeyaz bir tüy, kimi zaman at şeklindeki bulut, sayılar ya da billboard'lardaki reklamlar sorularımıza cevap veriyorlar. Kuş tüylerini yolda yürürken görmek çok kolay ya da sürekli plakalara bakarsan zaten istediğin sayıyı bulabilirsin diyenleri duyuyor gibiyim :) Elbette her gördüğümüz tüy, her fark ettiğimiz sayı bize cevap olarak gönderilmiyor bazen öyle bir anda, aslında biraz da hazırlıksızken geliyor ki mesajlar, meleklerin işi olduğuna inanmamak gibi bir opsiyon kalmıyor.
Ruhsal Dönüşüm Rehberi olmadan önce, bir şirkette kurumsal iletişim alanında çalışıyordum. Katıldığımız fuarda tek başıma medya ilişkilerini organize etmem gerekiyordu, basın toplantısına yeterli katılımın sağlanıp sağlanmayacağı konusunda çekincelerim vardı ve meleklerin yardımını istedim. Toplantı öncesinde fuar alanında oradan oraya koştururken gözüm halı kaplamanın üzerindeki minik tüye takıldı kafamı kaldırdığımda ise fuar katılımcısı bir firmanın levhasını gördüm: ANGELS :)
Elbette ki toplantı muhteşem geçti ve fuar sonunda bol bol teşekkür aldım.
İkinci türdeki görsel işaretler, rüyalarımızda gelenler. Bir danışanım rüyasında bir tanıdığının çorak bir toprakla uğraştığını ancak sonrasında o toprakta filizlerin çıkmaya başladığını görmüş. Tanıdığını aradığında kanser olduğunu ancak tedavinin olumlu sonuçlandığını öğrenmiş.
Son olarak vizyon olarak adlandırdığımız şekilde de mesajlar alabiliriz meleklerden. Derin meditasyonlar sırasında, regresyon çalışmalarında ya da oturduğumuz yerde gözümüz açık ya da kapalıyken bir anda farklı bir zamanda, boyutta buluruz kendimizi. Gördüğümüz vizyonlar ise meleklerin mesajlarını taşır bize. Bir danışanımla çalışırken bir anda sarı laleler geldi gözümün önüne ve meleklerin ona sarı lale alması gerektiğini söylediklerini duydum, meğerse danışanımın en sevdiği çiçeklermiş sarı laleler, özel bir yeri varmış bu çiçeğin hayatında.
www.kimimila.com
Etiketler:
başmelek,
durugörü,
ışık,
işaretler,
kimimila,
kutsal kitaplar,
Melek,
mesajlar,
ruhsal dönüşüm,
sevgi
21 Aralık 2012 Cuma
Ve 21 Aralık Geldi
Altın Çağ'a hoşgeldiniz
Mesajlarınızın, kalbinizden geçenlerin çok daha çabuk gerçekleştiği, telepati gibi unuttuğumuz özelliklerin uyanmaya başladığı zamanlar sonunda geldi.
Şimdi Dünya ile, uzay ile, melekler ile ve o muhteşem ilahi güç ile bir olma vakti.
Altın Çağ Meditasyonu ile o güzel enerjiye uyumlanma zamanı.
Işık ve sevgiyle...
www.kimimila.com
http://www.youtube.com/watch?v=HFByzR9pLzM
Mesajlarınızın, kalbinizden geçenlerin çok daha çabuk gerçekleştiği, telepati gibi unuttuğumuz özelliklerin uyanmaya başladığı zamanlar sonunda geldi.
Şimdi Dünya ile, uzay ile, melekler ile ve o muhteşem ilahi güç ile bir olma vakti.
Altın Çağ Meditasyonu ile o güzel enerjiye uyumlanma zamanı.
Işık ve sevgiyle...
www.kimimila.com
http://www.youtube.com/watch?v=HFByzR9pLzM
Etiketler:
21 Aralık,
Altın Çağ,
başmelekler,
kimimila,
meditasyon,
melekler,
ruhsal dönüşüm,
uyumlanma
20 Aralık 2012 Perşembe
21 Aralık: 1'ler ve 2'ler
Sizce Altın Çağ’ın kapılarının açılacağı tarih
neden bir ve ikilerle dolu?
İlahi adalet; ilahi denge demek,
İlahi denge; dişi ve erkek enerjisinin sizin
için karanlık ve aydınlık görünenlerin dengesi demek
1 sizi sembol ediyor her biriniz düşünce ile
yaratma gücüne sahipsiniz
2 bizleri ve o güzel Allah’ı, o ilahi gücü
sembolize ediyor o nedenle Altın Çağ’ın açılması 1’ler ve 2’lerin dengesine, o
muhteşem dansına bağlı.
Haydi, şimdi düşüncelerinizle Altın Çağ’ı
yaratma vakti.
Bunu gerçekten inanarak yaptığınızda Allah’ın
sizi mucizelerle sarmalayacağına emin olun, buna inanın
Bırakın içinizdeki o minicik saf ve buna
inanan parça egemenliğini ilan etsin
Bırakın o güzel ışık parçanız bedeniniz ve tüm
enerji alanınızı aydınlatsın.
Tüm kadim bilgiler o minik parçada saklı
Biz her birinize o kadim bilgilere ulaşma
iznini çoktan verdik
İsteyen inanan fark eden her biriniz o güzel
bilgilere ulaşabileceksiniz
Dileyin yeter
Neden ve nasılın önemli olmadığını tek önemli
olanın “olan” olduğunu hep hatırlayın
Her biriniz farklı yollardan farklı şekillerde
bu güzel bilgilere ulaşabilir
Lütfen başkalarının ne şekilde bu bilgilere
ulaştığına takılmayın
Önemli olan o yolculuğun sonundaki bilgelik ve
bağlantılar
Bizimle daha çok iletişime geçin
Bunun için her dakika dua etmeniz, meditasyona
yapmanız gerekmiyor
Bir çocuğun elinden tuttuğunuz her an, birine
yardım ettiğiniz her an, bir çiçeğe su verdiğiniz bir yemeği sevgiyle
pişirdiğiniz her an zaten bizimlesiniz.
Kendinize zaman ayırın, kendi içinize dönün,
ilahi parçanızla bir olduğunuzu hissedin
O parçayı sadece sizin sevginiz ve ilginiz
büyütebilir
Bizimle bir olduğunuzu hepimizin o mükemmel
mucizevi bütünü oluşturduğunu hep hatırlayın
1’lerle 2’lerin buluşacağı o güzel iki günde
yapmanız gerekenler şunlar;
O iki gün sadece ve sadece ışığı seçin
Her adımda bizi hatırlayın
Bizi hatırlatacak adımlar atın
İnsanla ilahi gücün, kadınla erkeğin,
aydınlıkla karanlığın dengesini kurun
Etiketler:
21 Aralık,
21.12.12,
Altın Çağ,
başmelekler,
ego,
ışık,
kimimila,
melekler,
ruhsal dnüşüm,
sevgi
13 Aralık 2012 Perşembe
Kimimila'nın Hikayesi
Ortaokuldayken ablamın götürdüğü bir Kızılderili gösterisinde tanıştım Kimimila ile. Davul ile ritüellerini sergileyen gözünden bilgeliği hissedilen o adam, kızının isminin kimimila olduğunu söylemişti. Kimimila'nın anlamı Kelebek... Birkaç kelimenin daha kızılderili dilindeki anlamlarını söylemişti ama nedense bir bu kalmış aklımda.
Yıllar içinde kelebekler benim arkadaşım oldu, eşimle sözlendiğimiz gün evin balkonundaki nazar boncuğunun üstüne turuncu renkli bir kelebek konmuştu, evlendiğimiz günün ertesinde ise bu kez kendi evimizde kıpkırmızı kanatları olan bir kelebek bize misafir oldu. Ruhsal dönüşüm yolculuğum başladığında ise çalıştığım plazanın 6. katındaki odamın camında beyaz bir kelebek beni bekler oldu.
İşte o zaman anladım, kelebek benim erk hayvanlarımdan/hayvan totemlerimden biri idi.
Kelebek dönüşüm demek, aslında kendine dönmek demek. İçindeki gücü açığa çıkarmak için önce bir kozanın içinde kendince yüzleşmek, kendini minik bir tırtılken dahi sevmek, aslında bir kelebek olduğunu bilmek ve zamanı gelince de o kozadan çıkmak demek. Kelebek; o mucizevi kanatları özgürce, cesurca açıp, çiçeklere, insanlara, doğaya, kısacası herkese ve her şeye dokunmak demek. Kelebek aslında kendinin de bir mucize olduğunu bilmek ve mucizelere inanmak demek...
İşte bu yüzden en büyük hayalime, yaşam amacıma bir isim ararken hiç zorlanmadım, çünkü o isim bana yıllar önce gönderilmişti...
Geçenlerde Kimimila diye araştırırken aşağıdaki linkte yer alan videoyu buldum, videonun olduğu sayfada Kimimila ve hikayesi yazıyordu. Sizinle paylaşmak istedim.
Bir gün hep beraber o eşsiz kanatlarımızı açıp, uçmak dileğiyle..
İnsan olan çocuklarına bir hediye olarak İlahi Güç kelebekleri yarattı.
Bakirenin saçının siyahını, ılık yaz güneşinin sarısını ve göl ile gökyüzünün mavisini aldı.
Renklerin en güzellerini topladığında onları kelebeklere dönüştürdü.
Eğer özel bir dileğinizin gerçekleşmesini istiyorsanız, bir kelebek yakalayın
ve kalbinizin arzusunu ona fısıldayın.
Kelebeklerin sesi olmadığı için arzunuzu sadece İlahi Güç' söyleyebilirler.
Bu kadar renkli oldukları için kolayca farkedilebilirler, böylece kalbin duası kolayca cevaplanır.
Dilek dileyip, kelebeği serbest bıraktığınızda, dileğiniz sevginin kanatlarından
cennete gider ve kabul olur.
Onların sonsuz sevgisi ve saadeti için yumuşakça dileğinizi fısıldayın,
sonra bu güzel varlığı narince serbest bırakın.
Yıllar, yıllar önce henüz dünya çok gençken, bir savaşta eşini kaybeden bir kelebek vardı.
Matemini göstermek için, güzelim kanatlarını çıkardı ve kendini donuk renkli bir koza ile kapladı.
Üzüntüsünden yemek yiyemiyor, uyuyamıyordu. Tanıdıkları yanına geliyor iyi olup olmadığına bakıyorlardı.
Elbette iyi değildi, ama onlara yük olmak istemiyordu, bu nedenle kanatlarını da bohçalayıp bir yolculuğa çıktı.
Günlerce, aylarca başıboş dolandı.
Ta ki tüm dünyayı dolaşana kadar...
Yolculuğunda gözleri hep kederle bakıyordu.
Geçtiği her taş, her akarsu, her dere, her kır onun için aynıydı.
Sonunda, bir gün aşağılara bakarken, ayaklarının altındaki taşı gördü.
Taş o kadar güzeldi ki, kelebeğin acılarını iyileştirdi.
İşte o zaman kozasını bir kenara attı.
Kanatlarındaki tozları silkeledi ve onları geri taktı.
O kadar mutluydu ki hayatına yeniden başlamak için verilen bu şans için şükrederek dans etti.
Ve yaşadığı yere geri dönüp, arkadaşlarına uzun yolculuğunu ve bu yolculuğun onu nasıl iyileştirdiğini anlattı.
http://www.youtube.com/watch?v=pKC0-y7KpEw
Etiketler:
başmelekler,
benlik,
ego,
ışık,
kelebek,
kızılderili,
kimimila,
kişisel gelişim,
melekler,
regresyon,
ruhsal dönüşüm,
www.kimimila.com,
www.ruhsaldonusum.com,
yaşam amacı
10 Aralık 2012 Pazartesi
Matruşka Bebekleri
Tıpkı matruşka gibi hayat...
Önce en büyük bebeği görüyorsunuz, ekonomik sıkıntılar, diplomalar, kıyafet, araba, ev, iş gibi yeni alışlar, bir gruba ait olmak, doğum ve ölüm, hastalıklar, ilişkilerdeki çaklantılar, yanlış anlaşılmalar, yalanlar, aldatmacalar, aldatılmacalar.Sonra bu bebeği daha yakından incelemeye başlıyorsunuz, detaylarını, desenlerini fark ediyorsunuz, farklı kulvarlarda yaşayıp aynı kapıya çıkan anları, olayları, duyguları keşfediyorsunuz ve sonra o bebeğin tam ortadan ikiye ayrılabildiğini görüyorsunuz ve biraz merak, biraz korku, biraz da cesaretle o bebeği açıyorsunuz.
Açtığınızda bambaşka bir bebekle karşılaşıyorsunuz, diğeri kadar büyük değil ama biraz daha tok, biraz daha sağlım, biraz daha dolgun.
Bazı hisler beliriyor o anda, ismini koymaya çalışıyor birşeyler buluyorsunuz, başarısızlık, katlanamama, güçsüzlük, diğerlerinin hataları, kendi yaptıklarınız....
Hisler adlanınca o bebeğin de son olmadığını onun da ortadan ikiye ayrıldığını keşfediyorsunuz. Açıp açmamak arasında kalıyor bazen açıyor bazen onun ortadan ikiye ayrılabilecek olduğu gerçeğini göz ardı ediyorsunuz.
Bebeği açanlar yeni bir bebekle karşılaşıyorlar, daha duygusal, hissettiklerinizi kendinize itiraf ederken canınızı daha çok yakan şeyler, korkular, anlar, anılar, belki de travmalar. Bu keşif sizde kıvılcımlar oluşturuyor açmak hem acı veriyor hem de rahatlatıyor bebekleri açıp bir sonraki bebeğe geçerken bir yandan bu sonuncu olsun diyorsunuz diğer yandan da daha bitmemiştir bakalım sırada ne var diye soruyorsunuz.
Bir bebek, bir bebek daha derken, tüm anlarınız, aklınızdan geçen her düşünce ve bedeninizde, kalbinizde oluşan her his, her duygu daha derin anlamlar kazanıyor. Açtığınız her bebek ruhsal dönüşüm yolculuğunda daha da ileriye gitmenizi sağlıyor. Bazen her bebekte aynı konu karşınıza çıkıyor gibi hissediyorsunuz ama vardığını nokta bir öncekinden çok daha derin çok daha anlamlı oluyor.
Bazen deşmek yerine kabule geçmenin onu kabul etmenin daha önemli olduğunu fark ediyorsunuz, çünkü kabul ettiğiniz o değil kendiniz oluyorsunuz, sadece ruh-zihin-bedenden değil duygular ve hislerden de oluştuğunuzu hatırlıyorsunuz. Kendinize dokundukça, nelerin üstesinden geldiğinizi keşfettikçe kendinizi daha çok seviyorsunuz. Kendi kendine tam ve bütün olabilmeyi, onun yarattığı o olgun eğlence hissini yaşıyorsunuz. Son matruşka bebeğine gidene kadar bu güzel ruhsal dönüşüm yolculuğuna devam etmeye karar veriyor ve dönüşüyorsunuz, büyüyor, genişliyorsunuz.
Ruhsal dönüşüm yolculuğunda kimi zaman ruhsal rehberler, kimi zaman melekler, kimi zaman hayatınızdaki rehberler ve kendi iç sesiniz size doğru yolu bulmanız için ışık gönderiyor, yalnız olmadığınızı, her şeyin iyi, güzel, doğru ve olması gerektiği gibi olduğunu hatırlatıyor. Ve sizler kendi özünüzle, içinizdeki o kutsal, ilahi saf sevgi ve ışıkla buluşuyor, onunla bir oluyorsunuz.
Matruşka bebeğine dokunurken elinizi geri çekmeye çalışsanız da içinizden bir ses o bebeğin size aslında tam da ihtiyacınız olan şeyi vereceğini söylüyor; öz benliğinizi, en başından beri olduğunuz kendinizi...
www.kimimila.com
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)