28 Ağustos 2013 Çarşamba
Ayna, ayna söyle bana...
Şifalanmaya geldik bu Dünya'ya bir kere daha... Süslerimizden, ağırlıklarımızdan, korkularımızdan soyunmaya. Tek olmaya, "ben" olmaya, öz olmaya. Yaradan yine yalnız bırakmadı bizi. Maceramızda yolumuza ışık tutacak, omzumuza elini koyacak varlıklar gönderdi. Bazısı bu Dünya'dan değildi, rengarenk ışıkları ve kimi zaman görünen kimi zaman görünmeyen destekleri ile bizimlelerdi onlar melekti. Bazısı da tam yanı başımızda, bu Dünya'daydılar. Aslında bırakmak istediklerimizi ve bırakmak istediğimizi unuttuklarımızı hatırlatmak için bize hep destek oldular. Ruhani boyutta, onların her türlü desteğini minnetle karşılarken, Dünyevi boyutta ayrıştırdık hepsini birbirinden, nitelendirdik onları, kimine iyi kimine kötü, kimine doğru, kimine yanlış dedik.
Ve gün geldi Dünya'da karşılaştığımız herkesin aslında bize amacımızı hatırlattığını, öz olmaya bir adım daha yaklaştırdığını unutuverdik.
Hayatımızdaki herkese ve herşeye sevgiyle yaklaşmalı, onların aslında bizim seçtiğimiz sınavların bir parçası olduğunu hep hatırlamalı.
Bu noktada ara ara durup fark etmemiz gereken ise şu olmalı: başkalarının bizim hakkında ne düşündüğünden çok, bizlerin onların hakkında ne düşündüklerine odaklanmalı. Her birimiz içimizdeki neyse dışa, Dünya'ya baktığımızda onu görüyoruz. Eğer birine mızıkçı diyorsak; içimizde mızıkçı olan bir parça var, biri bize bunu yapamazsın diyorsa; kendimize inanmayan bir parçayı taşıyoruz derinliklerimizde. Aynı şekilde biri bize bencil olduğumuzu söylüyorsa onun da en az bizim kadar içine dönmesi ve kendi bencilliğini keşfetmesi gerekiyor.
Pamuk Prenses'teki gibi, ne olursa olsun Ayna hep doğruyu söylüyor...
Işık ve sevgiyle!
ayna sen başkaları hakkındaki düşüncelerine odakların onların senin hakkındaki düşünceleri onların yansımaları
Etiketler:
affetmek,
ayna,
ayna etkisi,
dünyaevi,
hayat sınavları,
öz,
ruhani,
tek olmak,
yaşam amacı,
yaşam dersleri
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)